ENFLASYON İLE MÜCADELE POLİTİKASI
TDFF
Tasarrufa dayalı faizsiz finansman sektörü birçok kişi tarafından
tanıtıldı, dile getirildi. Lakin sektörün tek amacı sadece faizsiz bir şekilde
ev ve araç aldırmak değil yapısı ve mantığı gereği bir çok neticeyi daha
barındırmakta, bu ne yazık ki konuşulmadı oysaki bu sistem büyük bir hazinenin
anahtarı olabilecek derece de önemli ve sanki hiç kimse bunun farkında değilmiş
gibi hissettiğim için bu öngörümü paylaşmak istedim.
Allah razı olsun rahmetli emin bey halk için de aslında var
olan bu sistemi 30 yıl önce finans sektörüne kazandırdı. Lakin bu iş sadece faizsiz
bir şekilde ev ve araba almaktan ibaret değil bu sadece 1. Aşama sektör hayal
ettiğimiz gibi büyür ise inanılmaz neticeleri verebilir ev ve araba almaktan
çok daha öte.
Lakin şunu ilk başta belirtmek isterim ki bu anlatacaklarım
özel sektörün elinde gelişmesi çok zor devletin bu sektöre alenen girmesi lazım
nasıl ki ziraat ve vakıf katılım açıldı aynı şekilde bir ziraat yada vakıf evim
neden açılmasın.
Öngörüm şudur ki bu sistem Türkiye nin tüm ekonomik
sorunlarını çözümünde önemli bir rol oynayabilir enflasyon sorununu tamamen
çözebilir, hatta halk gerçekten inandırılırsa tüm sorunları çöze de bilir. Bu
durum bence hiç de ütopik değil.
Şimdi bunu nasıl olacağını yavaştan anlatmaya başlayalım.
İlk başta ekonomimizi doğru anlamak ve sorunları doğru analiz
etmemiz lazım. Bunun için biraz dönüp geçmişimize bakmamız gerek, belimiz hangi
tarihler de büküldü, neden büküldü, bugüne kadar neden çözüm politikası
geliştirilmedi. Bu sorunları doğru analiz yapıldığı zaman neticeye bir o kadar
kolay elde edebiliriz.
Şimdi biraz tarihi yolculuk yapalım;
2008 mortage krizi
2001 T.C. tarihinin en büyük krizi ve güçlü ekonomiye geçiş
programı
2000 krizi ve enflasyonla mücadele politikası
1994 krizi ve 5 nisan kararları
24 ocak 1980 kararları bu kararlar ekonomi tarihimiz de yeni
bir başlangıcı doğurmuştur.
1974 kıbrıs barış harekatı için batının uyguladığı ambargo
1973 petrol krizi ve uluslar arası literatürde 70 cente
muhtaç türkiye imajı
2. dünya savaşı boyunca yaşanan süreç de kıtlık sıkıntısı
1929 büyük ekonomik buhran(dünya tarihinin en büyük ekonomik
krizidir tüm dünya da kara buhran olarak adlandırılır.)
Bu krizleri incelediğimiz zaman hepsinde gerek se krize
neden olan durum gerekse kriz sonrası ortaya çıkan durum olarak YÜKSEK
ENFLASYON, İŞSİZLİK, DOLARİZASYON sorunları ile karşılaşıyoruz.
Bu 3 başlık veba gibi ekonomimiz üzerinden ne yazık ki
gitmedi, temelli ve kalıcı olarak ne yazık ki hiçbir zaman çözülemedi.
Yani sorunları incelediğimiz de sürekli bellimizi büken bu 3
durum öyle ise yegane hedefimiz bu 3 durum ile mücadele etmek ve kalıcı olarak
aşmak
Peki tasarrufa dayalı faizsiz sistem ile bu durumu nasıl
aşacağız gelelim ona.
İlk olarak gerçekleşmesi gereken 2 durum var.
1-)Devlet sektöre firma olarak giriş yapması
2-)Halkın büyük çoğunluğunun sisteme giriş yapması gerek.
Bu 2 durum gerçekleşirse piyasadan büyük miktarda para
çekilecek(en son veriler üzerinden hesaplama yapacağız) her ailenin ortalama
bir kira bedeli kadar ödeme yaptığını varsayarsak bu rakamı aile sayısı ile
çarptığımız zaman piyasada harcanacak paradan büyük bir kısmını tasarrufa
ayırılmış olur.
Buda talep te ciddi bir azalma meydana getirecektir.
Enflasyon ile mücadele etme de bir çok kullanılabilecek arguman var,lakin ilk
olarak enflasyon da frene basmak isterseniz yapılması gereken ilk hamle talebi
kısmaktır. Çünkü talep azaldığı anda fiyatlar genel düzeyinde ciddi bir azalma
meydana gelecektir.
(Lakin bu durum kalıcı çözüm oluşturmayacak geçici bir önlem
olabilir kalıcı duruma en son değineceğim.)
Varan 1 Fiyat artışı durdu ve azalma meydana geldi.
Tasarruf yapmak iktisat da bir paradoks olarak adlandırılır
çünkü para atıl kalır piyasada işlevsellik azalır, bu durum ekonomiye zarar
verir ama parayı bu sektörde tasarruf yaptığımız zaman piyasadan çekilmeyecek
sadece harcama kanalları değişmiş olacak, bu durum da bireysel tasarruf
yapıldığı zaman meydana gelen paradoks oluşmamış olacak.
İlk kuradan itibaren Her ay her gruptan bir kişi parasını
alıp ev almaya başlayacak kısa sürede konut taleplerine ciddi bir talep artışı
meydana gelecektir. Bu talep ilk başta konut fiyatlarında artışa sebep olacaktır
ama kısa sürede hızla herkes ev sahibi olacağı için doyum noktasında ulaştıktan
sonra yani kiracılarının bir çoğu ev sahibi olduktan sonra konut talebinde
ciddi bir azalma meydana gelecek. Bu durumda konut fiyatları düşecektir. Ve
asıl denge fiyat seviyesine de bu durum da kavuşmuş olacak.
Bu durum konut fiyatlarında kalıcı bir fiyat seviyesini
sağlayacaktır. İlk başta yaşanan konut da talep artışı nedeni ile inşaat
sektörü hız kazanacak inşaat sektörünün hız kazanması ise istihdama sebep olacaktır.
Çünkü sadece inşaat sektörüne alınacak işçi, mimar, mühendis değil inşaat
sektörüne malzeme üretimi yapan demir, çimento, plastik sanayi, elektirik
sanayi gibi bir çok alanda üretim artışına sebep olacağı için istihdam artışı
yaşanacaktır buda varan 2.
Bu durum elbette işsizlikle mücadele etmede tek başına
yeterli kalmayacak ama ciddi katkı sağlayacaktır.
Ve tüm bu durumda bankalara konut kredisi için müracaat da
talep te ciddi bir azalma meydana gelecek bankalar ise bu durumla mücadele için tabi ki de faiz
oranlarına ciddi bir indirime gidecek hemen ev sahibi olmak isteyen kesim ise
bankaya müracaat edecek banka talepleri yeniden artacak ama konut faizleri
kampanya olarak değil artık kalıcı olarak düşük seviye de kalacağı için bu
durum da hem inşaat sektörünün hızlanmasına hem inşaat sektöründe hızlanma
gereği istihdam artışı sağlanan diğer sektörelere de katkı sağlayacaktır.
Ve uzun bir zaman sonra ki yaklaşık olarak 5 yıl gibi bir
süre sonra konut sektörü yatırım yapmak için çok da mantıklı olmaktan çıkacak
biraz birikim yapıp hemen arsa almak yada yüksek sermaye sahipleri inşaat
sektörüne girmekten ise hizmet sektöründe farklı alanlara yada üretim alanlara
yatırım yapacaklar ki işte asıl bu durum istihdam da ciddi bir atışa sebep
olarak işsizlik oranında istediğimiz azalmayı sağlayacaktır.
Buda varan 3.
(Burada şunu da eklemek isterim ki; ülkemiz de ev almak zor
olarak gözüktüğü için bireyler de psikolojik sıkıntıya sürekli tartışma gibi
psikolojik zorluk yaşatırken artık insanlar bu psikolojik sıkıntıdan da
kurtulmuş olacak, buda refah artışı demektir.)
Son olarak tüm bu durumları başardığımız takdirde piyasa da
hizmet veren üretim yapan bir çok firma olacaktır. İlk başta talep azalması ile
frenlediğimiz enflasyon en son bu aşamada tam rekabet piyasasına yakın bir
piyasa oluşacağı fiyatlar genel seviyesin de kalıcı bir azalma meydana gelecek,
piyasa da yüksek bir ihtimal ile ürün fazlası meydana gelecektir. Bu durum ise
ihracat artışına sebep olacak devletin uygulayacağı diğer ihracat artırma
politikaları ile ihracatı ithalatın üzerine taşıyabildiğimiz takdir de dolar
birikmeye başlayacak ve böylelikle dolar kurunda azalmalar meydana gelecektir.
Dolarizasyon sorununu tek başına çözmede yeterli olmasa da çözümüne büyük katkı
sunacaktır.
Buda son olarak varan 4
Sektör de insanların çekindiği 2 durum söz konusu idi ilk
olarak güven gerekse BDDK nın firmalara lisans vermesi gerekse devlet eğer
firma olarak katılırsa bu sorunu direk aşmız olacağız 2. Olarak ise müşterinin
kurada isminin geç çıkması idi,konut piyasasının artışından korkmaları ki bu
durum ilk başta ne yazık ki engellemek imkansız gibi gözükmekte ama belli bir
zaman sonra yukarı anlattığımız durum gerçekleştiği takdir de konut fiyatların
da kalıcı sabitlik yakalanmasa bile yüksek artış düzeyin de değil
karşılanabilir bir artış olur ki buda sorunu aşmamızı sağlar.
Böylelikle yatırım yapmak isteyen vatandaşın çekinebileceği
hiçbir şey olmayacak.
Özetlemek gerekirse
devlet firma olarak girerse halkın büyük kısmı sektöre yatırım yapacak
bu durumda piyasanın toplam talebinde azalmaya sebep olacağı için enflasyonda
azalmaya sebep olacak
Ülke nüfusundan ciddi katılım geldiği için inşaat ve
bağlantılı sektörlerde istihdam artacak. Banka konut faizlerinde kalıcı düşüş
yaşanacak.
Kiracı sayısı ülke genelinde oldukça azaldığı zaman konut ve
inşaat sektöründe azalma yatırım yapmaktansa üretim hizmet sektörünün diğer
alanlarına yatırım yapılacak.Bu durum ise istihdam da ciddi bir artışa sebep
olacaktır.
Bu yatırımlar aynı zamanda rekabeti artırarak fiyat genel
seviyesin de kalıcı azalmaya sebep olacaktır.
İç piyasada ürün fazlalığı meydana gelecek dış piyasaya
satım gerçekleştirildiğinde ihracat oranı ithalat oranının üzerine geçtiği
takdir de içerde dolar birikmeye başlayacak ve kur azalmaya başlayacaktır.
Burada asıl meselemiz insanları tasarruf yolu ile ev sahibi
yaparken ilk başta geçici sonrasında ise kalıcı olarak çözüm üretebilmek.
İstihdam ve dolarizasyon sorunlarının çözümünde sadece rol
oynayacak tek başına yeterli kalmayıp
Önemli katkıda bulunacaktır.
Verilere göre hesap ettiğimiz zaman ise
Yaklaşık 6 milyon kiracı aile var, her ailenin ödeme gücü
birbirinden elbette ki farklı olacak 5000 6000 7000 tl gibi yüksek miktarda
ödeme yapanlar olabildiği gibi 500 tl 1000 tl gibi düşük seviyeler de ödeme
yapabileceklerde olacaktır.
Ortalama olarak 2500 tl gibi bir rakamı baz aldığımızda ilk
etapda toplam başvuru yapabilecek hane sayısı en az olarak yüzde 10 aldığımız takdirde
600.000*2500=1.500.000.000 tl toplam hane tasarrufu sağlanmış olacaktır.
En fazla yüzde yüz başvuru yapıldığı zaman ise
6.000.000*2500=15.000.000.000 tl tasarruf sağlanmış
olacaktır.
Piyasadan çekilen bu miktar ise talepde azalmaya oda
enflasyonun frenlenmesini sağlayacaktır.
Burada önemli olan diğer unsur ise devlet bir şirket gibi
çalışacağı için elbettiki yapacağı alımlarla da istihdama katkı sunarken aynı
zaman şu an mevcut olan şirketler gibi %10 oranında alacağı organizasyon ücreti
ile kazanç sağlayarak kamu gelirlerini de artırmış olacaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder